Savaşlar ve kıtlıklarda olduğu gibi, yüksek seviyede bulaşıcı hastalık salgını ya da öldürücü salgın hastalıkların şiddeti ve görülme sıklığı endişe verici olmaya devam ediyor.

Geçen yüzyıl içerisinde sağlık uzmanları, çok erken denebilecek bir şekilde bakterilerin ve ölümcül virüslerin büyük bir bölümüne çözümler getirildiğini iddia etti. 1979 yılında Amerika’nın o zamanki Sağlık Bakanı William Stewart, “bulaşıcı hastalık kitabının kapatılma zamanının geldiğini” ilan etmişti.”

1983 yılında yayımlanan bir medikal ders kitabında, bulaşıcı hastalıkların diğer bütün geniş çaplı sağlık sorunlarına oranla “daha kolay engellendiği ve daha kolay iyileştirilebildiği” iddia edilmişti.

Fakat bulaşıcı hastalıklar her geçen gün biraz daha azalacağına, 1990’lı yıllarda süratle artmaya başladı. “How We Die (Nasıl Ölüyoruz)” adlı en çok satan kitabında Dr. Sherwin Nuland, tuttuğu matemi şöyle açıklıyor: “Tıpın bulaşıcı hastalıklar karşısında zafer kazandığı gibi algılanan durum, bir illüzyona, bir aldatmaya dönüşmüştür.” Şimdilerde ise doktorlar, ilaca karşı dirençli bakterilerin yeniden oluşmasının AIDS’ten daha ölümcül olabileceğinin altını çiziyorlar.