İncil’deki Vahiy suresinde görebileceğimiz ve dünyanın sonunun yaklaştığını gösterecek olan en olağanüstü ve kaygı verici olay “her oymak, her halk, her dil, her ulus üzerinde yetkili kılınmış (Vahiy 13: 7)” ve tamamen Şeytan’ın kontrolü altına girecek olan İsa Karşıtı/Deccal’in başını çektiği bir dünya devletinin kurulması olacaktır. Peki, dünya gerçekten bir “Tek Dünya Devleti” tarafından yönetilecek olma yolunda mı ilerliyor?

Aday ülkeler hariç, Avrupa Birliği’nde şu anda 28 ülke bulunmaktadır ve bu birliğin kendine ait bir Avrupa Parlamentosu, Avrupa Komisyonu ve üye ülkelerin birçoğunun ortak kullandığı bir para birimi (euro) bulunmaktadır. Üye ülkelerin onaylaması durumunda ise çok yakın bir gelecekte bizleri bir “Avrupa Başkanı” bekliyor.

Fas hariç, Afrika kıtasında 53 Afrika ülkesi 2001 yılında kurulan Afrika Birliği’nin üyesidir. Bu birliğin temel hedeflerinden başlıcaları ortak bir para birimi oluşturma, birleştirilmiş savunma kuvvetleri yaratma ve birliğin kabine başkanlığını yapacak bir “Afrika Birliği Başkanı” seçmektir.

2004 yılında Güney Amerika ülkeleri “Cuzco Beyannamesi”ni imzalayarak, Avrupa Birliği’nden model alınan bir Güney Amerika Birliği’nin temellerinin atıldığını duyurdular. Bu birlik de, aynı Avrupa Birliği gibi kendi ortak para birimini, parlamentosunu ve pasaport sistemini geliştirecek. Bünyesinde 30 Asya ülkesinin yanı sıra Rusya, Çin ve Hindistan’ı da barındıran Asya İşbirliği Diyaloğu’nun sözcüleri, Asya kıtasını bir Asya Birliği’ne dönüştürmeyi amaçladıklarını beyan ettiler.

Birleşmiş Milletler, 193 üye devleti olan evrensel bir kuruluştur ve Dünya Sağlık Örgütü, Uluslararası Atom Enerjisi Komisyonu, UNESCO, Uluslararası Çalışma Örgütü, Uluslararası Adalet Divanı ve Dünya Bankası gibi hayatlarımızın birçok farklı alanlarını etkileyen birçok farklı kuruluşun kontrol merkezidir.

Ekonomideki küreselleşme, bugünlerde hiç kimsenin inkâr edemeyeceği bir gerçekliktir. Dünya Ticaret Örgütü, Güneydoğu Asya Milletleri Birliği (ASEAN), Kuzey Amerika Serbest Ticaret Bölgesi (NAFTA) ve Mercosur-AB İş Forumu gibi birçok meslek örgütü, planlanan antlaşmalar için yerlerini almış durumdular. Uluslararası anlaşmaların ve uluslararası protokollerin, uluslararası boyutlarda hüküm süreceği küresel devlet fikri, dünya kamuoyunda tanınan politika eleştirmenleri tarafından destekleniyor. Bu duruma daha da yakından baktığımızda, olayın özünde önce yerel anlamda sonraları ise küresel boyutlarda işbirliğini ve bütünleşmeyi planlayan birçok uluslararası ve uluslarüstü kuruluşun, anlaşmanın ve protokollerin olduğunu göreceğiz.

Dünya sahnesi, küresel liderlik sisteminin kabul edilmesi için çok hızlı bir şekilde hazırlanıyor. Ünlü İngiliz tarihçi Arnold Toynbee (1889-1975) yaptığı gözlemleri şu sözlerle dile getirmiştir: “Uluslar ve milletler, dünyamızın sorunlarına çözümler getirmeyi önerecek herhangi bir kişiye dünyanın krallıklarını vermeye hazırdır!” İlk Birleşmiş Milletler Genel Meclis Başkanı, Belçika Eski Başbakanı ve Nato Eski Genel Sekreteri Paul-Henri Spaak söylediği şu sözlerle Arnold Tonybee’nin gözlemlerini doğrulamıştır: “Başka bir komite istemiyoruz, çünkü zaten fazlasıyla komitemiz var. Biz bütün insanları kendine bağlayabilecek ve gittikçe içine gömüldüğümüz bu ekonomi bataklığından bizleri çekip kurtarabilecek nitelikte bir kişi istiyoruz. Bize böyle birisini gönderin. İster Tanrı olsun, ister Şeytan… Biz ona kucak açacağız!”